Türkiye'de İç Mimarlığın Ortaya Çıkışı

İç mimari, daha yaşanabilir ve estetik yapıların anahtarıdır. Belki de bu yüzden iç mimarlık, tarih boyunca farklı disiplinlerden ilham alan ve onları kullanan bir meslek olmayı geçmişte olduğu gibi günümüzde de sürdürmektedir. Sanatsal beceri ve kabiliyetlerin iç mimarlıkta önemli rol oynaması, Türkiye’de iç mimarlığın ortaya çıkışı, 1923 Yılına dayanır. Türkiye’de iç mimarlığın tarihi ile ilgili yolculuğumuza Sanayi-i Nefise Mektebi ” (Güzel Sanatlar Akademisi) bünyesinde faaliyete başlayan “Dahili Tezyinat” (iç süsleme) bölümü ile başlayarak iç mimarlığın ülkemizdeki macerasının farklı noktalarına vurgu yapacağız.

Türkiye'de İç Mimarlığın Ortaya Çıkışı

“Dahili Tezyinat” Atölyesinden Mobilya Ve İç Mimarlık Bölümüne
İç mimari, Osmanlı Dönemi’nin özellikle Avrupa Etkisinde kalınan son yıllarında yapı ve inşa faaliyetleri için önemli bir konu haline geldi. Resim ve heykeltıraşlığın İslam Geleneği için uygun olmayışı, form şekillendirmeye yönelik sanat disiplinlerinin Osmanlı Dönemi içindeki gelişim sürecini yavaşlatmış ve hatta durdurmuştur. Osmanlı Dönemi içinde Mimar Sinan gibi önemli başyapıtlara imza atmış büyük mimarlar ve örneklerine İstanbul’un eski semtlerinde rastlanan konak ve evlere karşın, Osmanlı’ya has bir iç mimari yaklaşımından söz edilemez. Bununla birlikte İstanbul gibi büyük şehirlerde nüfusun artması, Avrupa Tarzı modern apartman dairelerinin büyük şehirlerde yaygınlaşmasına yol açmış ve “iç mimarlık” veya Osmanlıca “iç süsleme” çok daha önemli bir konu haline gelmiştir. 

Mimar Sinan Üniversitesi bünyesinde faaliyet göstermeye başlayan “Dahili Tezyinat” bugün de kullandığımız “ziynet” yani süsleme kelimesinden türetilmiştir. Özellikle sarayları ile dikkat çeken İsanbul’un tarihi saray ve konaklarında “dahili tezyinat” örneklerine rastlanabilir, buna karşın bildiğimiz modern anlamda iç mimarlık konusunda uzman insanların yetiştirilmesine 1929 Yılı ile başlanmış, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde ilk olarak 1957 Yılında “Uygulamalı Güzel Sanatlar” Bölümünün açılması ile gelişmesi ivme kazanmıştır. 

1980 Sonrası Türkiye’de İç Mimarlık
Türkiye’de iç mimarlık, farklı nedenlerden dolayı özellikle 1980 Yılından sonra daha önemli bir konu haline gelmiş ve özellikle 2000 Yılından sonra akademik olarak üzerinde daha fazla durulan bir alan haline gelmiştir. Bunda Türkiye’nin özellikle yabancı ülkelerle olan ticari ve kültürel faaliyetlerin artması, turizm gibi nedenler gösterilebilir. 

Tüm bunlara ek olarak 1980 Yılı sonrası, Türkiye’nin ekonomik ve sosyolojik olarak da ciddi değişimler gösterdiği ve bu değişimlerin Türkiye’de iç mimarlık anlayışını değiştirdiği bilinmektedir. Türkiye’de iç mimarlık ile ilgili konu ve gündem başlıklarının önemsenmesi de tam olarak 1980 Yılı sonrasındaki zamana denk gelir. İnşaat faaliyetlerinin arttığı, liberal ekonomi, turizm, yabancı ülkelerle uyum ve daha pek çok unsur, Türkiye’de iç mimarlık ve bağlı faaliyetlerin 1980 Yılı sonrasında değişim göstermesinde etkili olmuştur. 

Yapı Sektörü Ve Türkiye’de İç Mimarlık
Türkiye’de iç mimarlık, özellikle 2000’li yıllardan sonra farklı bir çehreye bürünmüştür. Bu dönemde özellikle Türkiye ve yurt dışında yerli inşaat firmalarının gerçekleştirdiği faaliyetler ve inşaat – yapı sektörünün Türkiye’nin önemli “lokomotif” sektörlerden birisi haline gelmesi sadece Türkiye’de iç mimarlık konusunun daha önemsenmesine değil aynı zamanda bu alanda çalışan insan sayısı ve kalitesini arttırmak için de çeşitli önlemlerin alınmasını sağlamıştır. 

Tarih içinde Türkiye’de iç mimarlık ile ilgili faaliyet ve araştırmaların hızlandığını söylemek mümkün. Zira, günümüzde özellikle vakıf üniversitelerinin çoğunda iç mimarlık bölümü bulunmakta ve her yıl öğrenci kabul etmektedir. Vakıf üniversitelerinde iç mimarlık bölümlerinin açılması ve yaygınlaşması, tarih içinde gerek Modern Türkiye Cumhuriyeti gerekse son dönem Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde iç mimarlığın ciddi bir konu olarak algılanışının bir göstergesi olarak kabul edilmiştir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar