Karşılaştığımız her mimari, aslında bir üsluptan bahsetmekte ve özelliklerini taşımaktadır. Birçok
mimari üslup bulunmaktadır. Bu yazımızda bazı üsluplardan bahsedeceğiz ve özelliklerini anlatacağız.
Türkiye’de ve Orta Doğu’da bu mimariyi görmeniz mümkündür. İran bu mimarinin en yaygın olduğu ülkelerden biridir. En temel örnekler; camiler ve cami kemerleridir. Tamamen düz yüzeylerden oluşan bu yapılar, ışık geçiren oluklu yüzeyler ile karşımıza çıkmaktadır. İç mekan odaklı dizayn ve geometrik tasarım, anahtar özellikler arasında yer almaktadır.
Duyulara hitap eden mimari, İtalya’da ortaya çıkmıştır. Tepe kesik tasarım, düzenli süslemeler, konveks, kırık alınlıklar ve kolonlar, en temel özellikleri arasında yer almaktadır. Bu yapıya örnek olarak Fransa’da bulunan Versay Sarayı’nı gösterebiliriz.
Sanat ve teknolojinin birleştiği bu
mimari üslup, 1900’lü yılların başında Almanya’da karşımıza çıkmıştır. Bu mimaride işlev ön plandadır ve düz çatılar belirgin özelliklerinden biridir. Açık kat planları, cam giydirme cephe ve kübik formlar, anahtar özellikleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sanayi Devrimi döneminden kalan birçok yapıda bu üslubun özelliklerini görmek mümkündür. Romanesk, Tudor ve Asya mimarisinden de özellikleri bu yapılarda görmemiz olasıdır. Anahtar özellikleri; sürme pencereler, asimetrik form, canlı renkler ve özenli birleşimler olarak karşımıza çıkmaktadır.
En çok bilinen mimari üsluplardan biridir. İtalya’da ortaya çıkmış ve klasik mimarinin etkisinde kalmıştır. Güç ve uyum, en temel presipleri arasındadır. Düz tavan, kubbe ve kemer, cumba ve klasik motifler, en belirgin özellikleridir.
En yeni üsluptur. Yalınlık ön plandadır ve yapıda kullanılan malzemeler gizlenmemektedir. Doğal ışık kullanımı, alçak binalar, modern malzeme içermesi ve mekanların etkileşimi, ortaya çıkan özellikler arasındadır. New York’da bulunan Guggenheim Müzesi, bu üslubun en güzel örneklerindendir.
0 Yorumlar
Yorumlarınızı önemsiyor ve merak ediyoruz. 😊