Bohumil Sláma tarafından tasarlanan bina, II. Dünya Savaşı sırasında bina bir hava saldırısı sonrası vuruldu ve kısmen yıkıldı. Bina, tarihi boyunca birkaç kez yeniden inşa edilmiş ve tamamlanmış. Binanın kapsamlı bir şekilde yeniden inşası, 2004-2005 ve 2007-2011 yılları arasında gerçekleşti. Bina kültürel bir anıt olarak kayıtlıdır.
Çek Radyosu, programlarını daha fazla halka açmak istiyordu ve bu karşılıklı etkileşim için bir mekana ihtiyaç duyuyordu. Radyo severlerin birbirini tanıyabileceği, bir araya gelip birbirlerine ilham verebileceği bir yer. Mekansal görev, iki orijinal ticari birimi bir kafeye bağlamaktı. İç mimarlar, binanın kültürel geçmişini de değerlendirip bu amaç doğrultusunda çalışmışlar. Hem yapısal eskiliği korumak hem de müşterinin modern unsurları ve teknolojik yenilikleri mekana canlı olarak dahil edebilmeleri konusu üzerine çok düşündüklerini söylemişler.
Binanın estetiği ile uyumlu sade ve zarif bir iç mimari proje istediklerini söyleyen CM ARCHITECTS, 1930'ların görsel hatırlatıcı unsurlarını işlemişler. Bunu yaparken tabii ki modern inşaat teknikleri ve malzemeleri kullanılmış. Yüzeyler ve diğer malzemeler için, lobideki mermer astarı ifade eden beyaz camla birlikte sıcak bir renk paleti kullanılmış. Meşe döşeme, korkuluklu pirinç çubuk, deri banklar ve mermer masalar, kaliteli iç mekan oluşturmada önemli rol almış.
Alanı daha iyi organize etmek ve masa grupları arasında ufak sirkülasyonlar oluşturmak için sütunların ritmi salonun girişinden kafe alanına taşınmış. Bunlara ek olarak mekanın akustik tavandaki altın çemberlerle bölünmesi de vurgulanmış.
Radiocafe Vinohradska'dan diğer fotoğraflar ile yazımızı sonlandıralım. Dünyadan iç mimari projeleri incelediğimiz bu yazı dizimiz her hafta devam edecektir.
0 Yorumlar
Yorumlarınızı önemsiyor ve merak ediyoruz. 😊